Türkiye’nin enerji dönüşümünde jeotermal kaynaklara verilen önem giderek artıyor. 2025 yılı itibarıyla jeotermal enerji yatırımları, hem üretim kapasitesini büyüten hem de bölgesel kalkınmayı destekleyen en stratejik alanlardan biri haline geldi. Hükümet, bu yıl yürürlüğe giren yeni jeotermal teşvik paketleriyle yatırımcıya finansman, lisans kolaylığı ve fiyat garantisi sağlıyor. Sektörde özellikle orta ölçekli işletmelerin devreye girmesiyle, jeotermal enerji artık sadece büyük oyuncuların değil, yerel üreticilerin de fırsat alanına dönüşüyor.
{getToc}Yeni Jeotermal Teşvik Paketi 2025
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan güncel destek programı, jeotermal enerji teşvikleri alanında son on yılın en kapsamlı düzenlemesi olarak değerlendiriliyor. Programa göre, yatırımın ilk beş yılında KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti sağlanırken, yerli ekipman kullanım oranı yüksek olan projelere ek faiz desteği verilecek. Ayrıca üretim verimliliği belirli seviyenin üzerine çıkan tesisler için kapasite artışı başvurularında öncelik tanınacak.
Jeotermal Enerjiye Devlet Desteği Artıyor
2025 bütçesinde jeotermal enerji desteği için ayrılan pay, geçen yıla göre %28 artışla 3,1 milyar TL’ye çıkarıldı. Bu tutar, özellikle Aydın, Denizli, Manisa ve Afyon bölgelerindeki yeni sondaj projelerini kapsıyor. Yatırımcılar için en dikkat çekici unsur, yerel idarelerin de artık finansman zincirine dahil olması. Belediyeler, atık ısı ve bölgesel ısıtma altyapısı yatırımlarında kredi teminatı sağlayabiliyor. Bu durum, özel sektörün yatırım kararlarını hızlandırıyor.
Jeotermal Enerji Yatırımlarında Yeni Dönem
Jeotermal enerji projelerinde jeotermal enerji sahalarının verimli kullanımı için EPDK yeni kriterler getirdi. Artık her saha için 10 yıllık rezervuar sürdürülebilirlik planı hazırlanması gerekiyor. Bu uygulama, üretim kaynaklarının uzun vadeli korunmasını hedefliyor. Ayrıca lisanssız yatırım limitleri 5 MW’tan 10 MW’a çıkarıldı. Böylece orta ölçekli yatırımcılar, üretim kapasitesini artırmadan lisans süreciyle vakit kaybetmeden büyüyebiliyor.
Yerli Ekipman Kullanana Ek Destek
Yeni teşvik paketi, yerli üretimi güçlendirmeyi hedefliyor. Türbin, pompa ve boru ekipmanlarının en az %55’inin yerli olması durumunda yatırımcıya faiz desteği ve geri ödemesiz teşvik primi sağlanacak. Bu, hem sanayi üretimini hem teknoloji transferini hızlandırıyor. Yerli ekipman kullanan projeler, YEKDEM kapsamında da fiyat avantajı elde ediyor. Bu kapsamda, megavatsaat başına 11,2 dolar/cent’e kadar fiyat garantisi uygulanıyor. Böylece jeotermal yatırım 2025 yılı itibarıyla finansal olarak daha öngörülebilir hale geliyor.
Yatırımcılar İçin Başvuru Süreci
Yeni jeotermal teşvik başvuruları, EPDK ve Bakanlık web portalları üzerinden çevrim içi olarak yapılıyor. Yatırımcılar, fizibilite raporu, sondaj izin belgesi ve çevresel etki değerlendirme (ÇED) dosyasıyla başvuru oluşturuyor. Ortalama değerlendirme süresi 45 gün olarak güncellendi. Bu süre, geçmiş yıllarda 90 güne kadar uzayabiliyordu. Sistemdeki hızlanma, özellikle yerli yatırımcıların projelerini kısa sürede devreye almasını sağlıyor.
Türkiye’nin Jeotermal Hedefleri
Türkiye, 2030 yılına kadar toplam jeotermal enerji kurulu gücünü 2.500 MW seviyesine taşımayı hedefliyor. Bu hedefin %60’ı özel sektör yatırımlarıyla karşılanacak. Aynı dönemde doğrudan ısıtma kapasitesinin de %25 artması planlanıyor. Bu büyüme, hem karbon salımını azaltacak hem de enerji arz güvenliğini güçlendirecek. Ayrıca 2025–2030 arasında GES yatırımları ve enerji verimliliği projeleriyle paralel büyüme öngörülüyor.
Ekonomik ve Bölgesel Katkılar
Jeotermal projelerin en büyük avantajlarından biri, yatırım yapılan bölgenin ekonomisine doğrudan katkı sağlaması. Yerel istihdam artarken, bölgesel kalkınma hızlanıyor. Özellikle tarımsal üretim ve sera ısıtma yatırımları, elektrik üretimiyle entegre çalışıyor. Bu da hem gelir çeşitliliği yaratıyor hem enerji sistemine esneklik kazandırıyor. 2025 itibarıyla 18 farklı ilde 200’den fazla yeni jeotermal kuyu açılması planlanıyor.
Sonuç
Yeni düzenlemelerle birlikte, jeotermal enerji teşvikleri sadece enerji üretimini değil, yerli sanayiyi ve istihdamı da destekleyen bir yapıya kavuştu. Artık jeotermal sektör, hem yenilenebilir enerji dönüşümünün hem de bölgesel kalkınmanın lokomotiflerinden biri. Türkiye, jeotermal enerjiyi sadece kaynak olarak değil, stratejik bir kalkınma aracı olarak konumlandırıyor.
Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, EPDK, Jeotermal Derneği, MTA Jeotermal Atlası (Ekim 2025).
İlgili İçerikler:
